Küçük Bir Orta Avrupa Turu Macerası - Viyana


9/10 VİYANA GEZİ NOTLARI

Hofburg İmparatorluk Sarayı

“Çünkü siz saraylara layıksınız.” repliği ile giriş yapıp ardından çok ihtişamlı bir şehir olduğunu söylemek istiyorum. 10 üzerinden 9 verdiğimiz Viyana’da adeta zamanda yolculuk yapıyor gibisiniz. Saray bahçelerinde at arabaları ve eski model üstü açık arabalar sizi karşılıyor.


                                           

                                            

Bir avludan diğerine geçerken heykelli kapılardan geçiyorsunuz. Yapıtlarda fazlaca heykel kullanmışlar. Sokak aralarındaki binaların üstünde bile heykeller görebilirsiniz. Kısıtlı bir kıyaslama yapacak olursak Prag bize daha samimi bir şehir olarak geldi. Sanki bu şehrin burnu biraz havada gibi, ya da bize biraz ağır ve aristokrat geldi.


Viyana sokakları Prag kadar dar değil, aydınlatmaları da Budapeşte kadar yoğun değil. Ama gün batımı ve gün doğumu manzaraları gerçekten çok etkileyiciydi. Temiz sokaklar ve bol yeşillik. Musluktaki suyu da içilebilen Viyana’da, sokaklarda bulunan tulumbalardan şişelerinizi doldurabilir suyunuzu içebilirsiniz.


Viyana denince akla tabii ki müzik, opera geliyor, bir çok önemli bestecinin burada doğduğunu biliyoruz. Ama daha önce de belirttiğim gibi maalesef o müzelere de gidemedik. Ama güzel kafeler keşfettik diye durumu toparlayabilirim sanırım . Araştırmamıza göre Freud’un gitmiş olduğunu öğrendiğimiz ve didik didik aradığımız, kapısında kuyrukta beklediğimiz Cafe Central! Gerçekten çok havalı bir kafe.


Aslında sadece kafe demek biraz haksızlık olabilir,  çünkü gerek içindeki sütunları gerekse menüsüyle gayet ihtişamlı bir restoran havasında. Tabii yine arka plandaki piyano sesini unutmayalım. Girmek için biraz sıra bekliyorsunuz kapıda. Fiyatlar da mekana göre çok pahalı değil. İki kahve ve bir pastaya yaklaşık 20-25 € arası verdik.



                                           

Viyana denince akla bir de ne gelir tabii ki şnitzel. Şnitzeli en güzel FiglMüller'de yersiniz dediler fakat içeriye yoğunluktan giremedik tabii. Gitmeden önce rezervasyon yaptırırsanız daha iyi olur sanırım.



Ona yakın kalitede başka bir yerde yedik sonunda. Eşim çok abartacak bir şey yok dese de ben çok lezzetli ve yemeye değer buldum. Size tavsiyem çift olarak gidiyorsanız bir tane almanız çünkü yeterince büyük bir dilim geliyor. Altın renginde taptaze miss gibi oohhh. 


Viyana'da yol boyunca farklı yapılarda katedrallere denk geliyorsunuz. Ama en görkemlisi ve gözdesi Aziz Stephan Katedrali. Şehrin sembollerinden birisi. Katedralin kulesine çıkıp bulunduğu meydanın manzarasını en tepeden seyredebilirsiniz. Sizce biz girdik mi diye sormuyorum zaten cevabını tahmin ediyorsunuzdurツ. Ama siz mutlaka girin.




Viyana'nın en tanınmış sanat eserlerinden biri de Veba Sütunu. Karmaşık bir görüntüye sahip olsa da  anıt üzücü bir tarihi geçmişe sahip ne yazık ki.


Size tavsiyem sabah gezerken çektiğiniz yerleri, ki özellikle taş ve mermerden oluşan binaları, bir de akşam üzeri çekmenizdir. Işıklandırmalar ile gökyüzünün rengi çok hoş bir manzara oluşturuyor.


Alakasız konu seçimimi yine dilencilerden yana kullanmak istiyorum. Ne sevindiricidir ki sokaklarda hiç dilenci görmedik. Hepinize sevgiler.



Yurtdışı, Avrupa, Avusturya, Viyana, Viyana gezi notları, Viyana gezi rehberi, Viyana turu, Viyana'ı gezmek, Viyana izlenimleri, Viyana için öneriler, Orta Avrupa turu, Hofburg İmparatorluk Sarayı, Aziz Stephan Katedrali, Figlmüller, şnitzel, Cafe Central, Sigmund Freud

Yorumlar